BESTECİ VE İCRACILAR
LEVON HANCIYAN
(1857-1947)
Ermeni asıllı bestekâr. İstanbul’da Hasköy’de doğdu. Babası Çakmakçılar’da Sünbüllü hanın oadabaşı olan Nazaret, lavta çalardı. Annesi Eftil de Markar’dan meşk etmişti. Küçük yaşta iken ailesi Üsküdar’a yerleşti. Genç yaşında Dede’nin 3 talebesinden, Zekâi Dede, Mutâf-zâde ve Yağılıkçı-zâde’den ders gördü. Maamafih bu hususu sabit değildir ve bestekârın kendi ifâdesine dayanmaktadır. Doğum ve ölüm tarih üzerinde çeşitli söylenti vardır. Bazı kaynaklarda Dellâlzâde ve İsmail Dede ile de çalıştığı yazmaktadır.
Batı ve Uzak Doğu müzikleri üzerine çalışmıştır. Musiki eserleri hakkında da doğru olmayan mütalâalarda bulunmayı âdet edinen Hancıyan, gene kendi ifadesine gore, Tıbbiye’nin son sınıfından ayrılmış, Bulgaristan, Romanya ve Mısır’a gitmiş, şehzâdelere, sultanlara, ileri gelenlere ve bunların çocuklarına musiki dersi vermiş, Batı Musikisi, hattâ Çin ve Japon musikileri üzerinde çalışmış.
Kendi ifâdesine göre 1877-78 Türk-Rus Savaşı’nda orduda görev almış. Ordudan ayrıldıktan sonra Bulgaristan, Romanya ve Mısır’da sarayın ileri gelenlerine ve çocuklarına müzik dersi vermiştir.
Ermeni kiliseleri’nde başmugannî olmuş, II. Abdülhamid devrinde Bulgaristan’a kaçmak mecburiyetinde kalınca Sofya Konservatuarı’nda Türk Musikisi okutmuş, 1908’de İstanbul’a dönmüş, Şark Musiki Cemiyeti reisi olmuştur. Kilise Musikisine ait eserleri de vardır. Piano, ud ve Kaman çalar ve öğretmiş. Bütün bunların istisnasız, kendinden başka şâhidi yoktur.
Evlenmiyen Hancıyan, daha çok hânende olarak tanınmıştır. Dârülelhân’da çalışmış, Bakırköy Ermeni mezarlığına gömülmüştür. Pek çok bestelediğini söylemişse de, görülebilen eserleri ancak aşağıda anılanlardır. Birçok eseri Hamparsum’la notaya almış ve bu koleksiyon, ölümünden once Ankara Radyosu’nca satın alınmış, birkaçı Refik Fersan’ın eline geçmiş, tekrar İstanbul Radyosu’na satılmış, tekrar Fersan tarafından geri alınmıştır. Kendisinden faydalananlar arasında R. Fersan, Kapriyal Ebeyan, L.Karabey, Nigâr Gaalib Ulusoy, L. Atlı, Z. A. Ataergin, S.Z.Özbekkan ve Dârülelhân ile Dârüttâlîm’deki pek çok talebesi vardır.
1.Sûznâk Peşrevi, 2. Hüseynî, 3. Sûz-I Dil, 4. Şehnâz Bûselik Saz Semâîleri, 5. Hizâzkâr Aksak Semâî (Nihân etdim senî ey meh pare, cânımsın), 6. Hicâz Aksak (her ne rütbê iftihâr etsem de şimdî var yeri, 7. Hicâz Müsemmen (Seyr eden bû kalb-I meftûnûnu çiftê benlidir), 8. Sûznâk Curcuna (Şem’a-î dildâra yakdın gönlümû sad âh ile), 9. Sûznâk (Bir gün geleceksin diye …), 10. Ferahfezâ Türk Aksağı (Bugün ey meh senin îlê gidelim), 11. Hicâzkâr Orta Aksak (Güzelsin şâh-I hûbansın, niçün böylê perîşansın?), 12. Dilkeş-Hâverân (Hiç sorma sakın hâl-I dil-î zârı, karşımam), 13. Karcığar Aksak (Çokdan beri ey bulbul-I gülzâr-I zarâfet, müseddes), 14. Kürdî’li Hicâzkâr Aksak (hayâtım, şîve-kârım, dil-pesendim), 15. Nihâvend Semâî (Bilmeden esrârını, düşdüm âteş-î aşka), 16. Rast Aksak (Sorma pek âyâ ne oldum), 17. Sûz-i Dil Curcuna (Cânâ gam-ı aşkınla perîşan gezer oldum), 18.Uzzâl Ağır Aksak (Ey felek, yıkdın dil-î âbâdımı), 19. Tâhir-Bûselik Devr-i Kebîr Beste (Zahmdâr-î hayretim, dâğımla yârem bağlarım), 20. Istanbul Efendisi Opereti (Musâhib-zâde Celâl).