ÇALGILAR
SİNEKEMANI
Gerçekte, XVIII. yüzyıla kadar Batı Avrupa’da büyük rağbetle kullanılan viol ailesinden bir çalgıdır ve hemen hemen bütün Avrupa ülkelerinde, İtalyanca’da «aşk kemanı» anlamına gelen viola d’amore adıyla anılmıştır. Büyük ihtimalle Avrupalı diplomatlar tarafından İstanbul’da getirildi. O zamana kadar Türk müziğinin tek yaylı çalgısı kemân (veya kemânçe) idi. Viola d’amore göğse (yani sîneye) dayanarak çalındığı için Türkler bu çalgıya sînekemanı adını verdiler. Kısa zamanda revaç bulan sînekemanı, Rum asıllı Corci ve Moldavyalı Miron gibi virtüozlar sayesinde, dindışı müzikte kemânçenin yerini aldı. Osmanlı müziğinin altın çağı olan III. Selim döneminin en gözde yaylı çalgısı sînekemanıydı. XIX. yüzyılda Avrupa kemanının (violon), Türk müziği çevrelerinde yaygınlaşmasıyla gözden düşen sînekemanı, XX. yüzyıla kadar, sayıları bir elin parmaklarını geçmeyen müzisyenler tarafından yaşatıldı.