TÜRK MÜZİĞİ SÖZLÜĞÜ

A B C D E F G H I K L M N O P R S T U V Y Z

Taban (=Topuk)

Yaylı çalgılarda yayın (arşenin) dip tarafındaki takoz kısmı.

Tabii ses

Bkz. Baş sesi.

Tabl

Davul. Şekil ve büyüklük bakımından yüzlerce çeşidi vardır. Türk devletlerinde davul saltanat işaretidir.

Tabl-Hâne

İslam ve Türk devletlerinde askerî müzik teşkilatı. Osmanlı'da Mehterhâne adını almaktadır.

Tabl-i Bâz

Büyükçe deve derisi geçirilmiş davul.

Tabulatur

Telli çalgılar için kullanılan bir tür müzik yazısı.

Tahta çalgılar

Tahtadan yapılmış olan çalgılar. Tahta üflemeli çalgılar; obua, klarinet v.b. Bu tür üflemelilerin dışında birçok vurmalı, telli, yaylı çalgnın da temel malzemesi tahtadır. Bu açıdan bakıldığında Tahta vurmalılar, Tahta üflemeliler gibi tasnifler yapmak daha doğru bir yaklaşım olur.

Tağyir

Bzk. Değiştirme.

Tağyir İşaretleri

Tâ-Hek

Klâsik Türk müziğinde usûl vurulurken her iki elin birden vurduğu darba verilen isim.

Tâhir (=Baba Tâhir)

Klâsik Türk müziğinde kullanılan basit makam. Nevâ makamının inici bir seyir özelliğine sahip olan şeklidir (Bkz. Nevâ). Karar sesi dügâh (la), güçlü sesi nevâ (re)'dır. Asma kararları nevâ (re) sesi üzerinde Bûselik ve Rast, çargâh (do) sesi üzerinde Çargâh, eviç (bakiye diyezli fa) sesi üzerinde eksik Segâh çeşnileridir.

Tâhir-Bûselik

Klâsik Türk müziğinde kullanılmış Tâhir makamı çeşidi. İnici bir seyir özelliği göstermektedir.

Tâhir-i Kebîr

Klâsik Türk müziğinde kullanılmış Tâhir makamı çeşidi.

Tâhir-i Sagıyr

Klâsik Türk müziğinde kullanılmış Tâhir makamı çeşidi. Günümüze ulaşmış örneği yoktur.

Tâhir-Kürdî

Klâsik Türk müziğinde kullanılmış Tâhir makamı çeşidi. Günümüze ulaşmış örneği yoktur.

Tahmîd

"Hamd etmek" anlamına gelir. Müzikte, "elhamdü'lillah" sözünün ezgi ile söylenmesi.

Tahmîs

Bkz. Muhammes.

Tahta Üflemliler

Nefesli (Üflemeli) sazların bölündüğü iki koldan biri. Diğeri, Madeni Nefesliler'dir. Flüt, Klarinet, Obua gibi tahta nefesliler orkestraların başta gelen çalgılarıdır.

Takım

Genellikle bir besteci tarafından bestelenmiş, peşrev, saz semâîsi, 2 Beste, 2 Semâî ve çeşitli usûllerde birkaç şarkıdan oluşan tam fasıla verilen isim.

Taklid

Karşılıklı diyalog halinde ya da ard arda aynı müzik cümlesinin/motifinin duyurulması.

Taksîm

Klâsik Türk müziğinde belirli bir usûl kalıbına bağlı olmaksızın çalgıyla icrâ edilen doğaçlama bölüm. Genellikle tek çalgıyla, kimi zaman da birden fazla çalgıyla karşılıklı olarak icrâ edilmektedir. Taksîm icrâ eden saz sanatçısı makamın özel perdeleriyle serbest tarzda yeni bir eser meydana getirir. Bu özelliği dolayısıyla taksîmin doğaçlama bir tür olduğu söylenebilir. Klâsik Türk müziğinde Giriş Taksîmi, Ara Taksîmi, Geçiş Taksîmi olmak üzere üç çeşidi mevcuttur.

Taktî

Bkz. Prozodi.

Taktiğ ile

Mısraları ve her birinin hecelerini sayıp ayırarak okuma biçimi. Aynı zamanda müzik cümlelerinin tartım bölüntülerini tane tane belirtmek anlamına gelir.

Tâlimî Müzik

Müzik eğitimi. Müzik öğreniminde kullanılmak üzere bestelenmiş parçalar.

Tam

1. Pürüzsüz, tam gerektiği gibi çıkartılan ses.
2. Dörtlü, beşli ve sekizli yani konsonan (uyumlu) aralıklara "tam" sıfatı da eklenir çünkü bunlar değişim işaretleri ile büyültülüp küçültülseler bile konsonan özelliklerini kaybetmezler.

Tam Aralık

Ardışık iki ses arasında, dokuz koma büyüklüğünde olup, bemol ya da diyezle değiştirilmemiş aralık.

Tamaşa

Müzik ve danslı eğlenceye Bodrum çevresinde verilen isim.

Tambura

Bağlama ailesinin orta boy çalgılarından birine verilen en yaygın isimlerden birisidir. Türk müzik dünyasında bu türden saplı, mızraplı çalgılar dombra, dımbıra, tımbırdak vb yansılama seslerden isimlerini almış bir şekilde karşımıza çıkmaktadır.

Tam durgu

Üstçeken durgusu. Bkz. Kalış, kadans.

Tamtam

1. Türkler arasında Afrikalıların vurmalı çalgılarla yaptıkları müziği tanımlayan söz.
2. Çin yapımı tunçtan gong.
3. Afrikalı zencilerin kullanıdığı davul.

Tanâbîr

Tanbûr kelimesinin çoğulu.

Tanbûr

Klâsik Türk müziğinde kullanılan telli çalgı. Mızrapla veya yayla çalınmaktadır. Uzun saplıdır ve tahtadan yapılmıştır. Sap kısmında bulunan perdeler itibariyle Türk müziği ses sisteminin bütününü kapsadığı düşünüldüğü için Klâsik Türk müziğinde temel çalgı olarak benimsenmiştir.

Tanbûrî

Tanbûr çalan kişi.

Tanbûr-i Horâsân

Türk tanbûrunun eski isimlerinden biri.

Tanbûr-i Kebîr-i Türkî

Tanbûrun Türklere özgü olan biçimini Arap tanbûrundan ayırmak için verilen isim.

Tanbûra-i Moğol

Eski bir Türk çalgısı. İç Asya'daki Türk toplulukları arasında rastlanmaktadır.

Tanbûr-i Rûd

Bir tanbûr türü.

Tanbûr-i Şirvînân

Daha çok Azerîlerin çaldığı bir tür tanbûr.

Tanbûr-i Türkî

Tanbûr-i Kebîr-i Türkî' nin kısa söylenişi.

Tanbûra-i Türkî

Eski bir Türk çalgısı. Bir çeşit küçük tanbûr.

Tanbûre-i Ûd

Eski bir Türk çalgısı. Ûda benzeyen bir çeşit küçük tanbûr.

Tane tane

Notaların her birinin açıkça, tane tane bir şekilde icrâ edilmesi. Distinto (it.).

Tan havası

Düğün sabahı davul-zurnacıların misafirleri ve ev halkını uykudan kaldırmak için çaldıkları ezgi.

Tanık

Hüseyin Fahrî Tanık'ın oluşturduğu ve yalnız kendisinin kullandığı birleşik makam.

Tanînî

Klâsik Türk müziğinde iki ses arasındaki 9 komalık aralığa veril isim.

Tanînî Bemolü

Klâsik Türk müziğinde iki ses arasındaki 9 komalık mesafeyi pest yöne doğru belirten tanînî işareti.

Tanînî Diyezi

Klâsik Türk müziğinde iki ses arasındaki 9 komalık mesafeyi tiz yöne doğru belirten tanînî işareti.

Tar (=Târ)

Çoğunlukla Kafkasya'da kullanılan yekpare oyulmuş (dut ağacından) iki kasenin üzerine deri gerilerek oluşturulan, mızraplı bir halk çalgısı.
3. Tel

Tarab-Engîz

Klâsik Türk müziğinde kullanılmış eski bir usûl. Günümüzde kullanılmamaktadır.

Tarab-ı Rûd

Rûd çalgısının bir çeşidi.

Tarabü'l-Feth

Tarak

Sürdin. Bir çalgının pedal ya da ayrı bir aparat sayesinde sesinin bir miktar kısılması.

Tarak Mizmârı

Klâsik Türk müziğinde kullanılmış bir çeşit mizmâr.

Tarama

Tezenenin altlı üstlü seri bir biçimde hareket etmesiyle elde edilen çalış biçimi.

Tarhânî

Türk-Çağatay klâsik müziğinde kullanılmış bir tür.

Tarîka

Peşrev formunun eski ismi.

Tarîkat Müziği

Tartım

Ritm. Seslerin süre olarak uzunluğu veya kısalığı.

Tarz-ı Bihîn

Hüseyin Fahri Tanık'ın oluşturduğu birleşik makam.

Tarz-ı Cedîd

Klâsik Türk müziğinde kullanılan birleşik makam. Sultânî-Yegâh makamına Nihâvend ve Acemaşîrân makamlarının eklenmesiyle meydana getirilmiştir. İnici-çıkıcı bir seyir özelliğine sahiptir. Karar sesi acemaşîrân (fa), güçlü sesleri nevâ (re), dügâh (la) ve çargâh (do)'dur. Makamın asma kararları nevâ (re) sesi üzerinde Hicâz ve Kürdî, çargâh (do) sesi üzerinde Bûselik ve Nikrîz, dügâh (la) sesi üzerinde Kürdî ve Hicâz, rast (sol) sesi üzerinde Bûselik ve Nikrîz ile kürdî (küçük mücenneb bemollü si) sesi üzerinde Çargâh çeşnileridir.

Tarz-ı Cihân

Klâsik Türk müziğinde kullanılan birleşik makam.

Tarz-ı Nevîn

Klâsik Türk müziğinde kullanılan birleşik makam. Nîkrîz beşlisi kullanılmayan ikinci çeşit Şevk-Efza makamı (çargâhta Zengüle ve Acemaşîrân) ile rast sesi üzerinde Kürdî dörtlüsünün veya rast sesi üzerinde Uşşâk dörtlüsünün birbirlerine eklenmesiyle meydana getirilmiştir. İnici bir seyir özelliğine sahiptir. Karar sesi rast (sol), güçlü sesleri çargâh (do) ve acemaşîrân (fa)'dır. Makamın asma kararları acem (fa) sesi üzerinde Nikrîz, dik hisar (koma bemollü si) sesi üzerinde Hüzzam, çargâh (do) sesi üzerinde Zirgüleli Hicâz veya Hicâz, kürdî (küçük mücenneb bemollü si) sesi üzerinde Nikrîz, çargâh (do) sesi üzerinde Çargâh, dügâh (la) sesi üzerinde Kürdî, rast sesi üzerinde (sol) Bûselik ve Acemaşîrân sesi üzerinde Çargâh çeşnilerdir.

Tas

Eski bir Türk çalgısı. Bkz. Kâse.

Tasannû

Müzikte abartılı ve gösterişli üslûp.

Tasavvuf Müziği

Türk müziğinin dinî ve din dışı bölümlerinden dinî bölümünün önemli bir kolu. Terim, tekke ve tarîkat müziği anlamlarını içerdiği halde, cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren -çeşitli siyasî nedenlerle- bunların yerine kullanılmaya başlanmıştır. Genel anlamda, dinîn içsel (Batinî) kısmını bir yaşam biçimi haline getiren toplulukların, Tanrı ile ses aracılığıyla iletişime geçmeleri veya vecd haline gelmeleri sırasında kullandıkları araçlardan biri olan müziği ifade eder.

Tas-Bâz

Tas çalgısını çalan kişi.

Tasvîr

Bkz. Şed.

Tasvîrî Müzik

Bir duyguyu, görüntüyü veya nesneyi, sesleri kullanmak yoluyla anlatan müzik tarzı.

Taşlama

Âşıklık geleneği içinde âşıkların birbirlerini yermek, dalga geçmek ve sonunda yenişmek için söyledikleri şiirlere verilen isim.

Taştîr

Tatvan

Bkz. Tatyan.

Tatyan

Erzurum, Kars ve Elazığ yörelerinde kullanılan halk makamı. Çoğu kez Hüzzam, Segâh çeşnili olarak karşımıza çıkan bu ezgi çeşitli uzun havalarda, türkü ve ilâhîlerde kullanılmaktadır.

Tavır

Genel olarak çalıp söyleme üslûbu, tarzı. Halk müziği terminolojisinde yöresel icrâ biçimleri için kullanılır. Son dönemlerde tavır, çalgıların yerel icrâ biçimini ifade ederken, ağız (Bkz. Ağız) söyleme tarzını ifade etmek için kullanılır.

Tavşan (=Tavuşan)

Tavşanca dansını yapan kişiye verilen isim.

Tavşanca

Türk müziğinde yer alan bir dans türü. Özel kıyafetlerle, bu dansta usta kişiler tarafından oynanırdı.

Tavşanca Takımı

Tavşanca dansının oynandığı çeşitli eserlerin arka arkaya sıralanmasından oluşan Türk müziği eseri.

Tavşan Takımı

Tavşanca dansını icrâ eden dansçılardan oluşan topluluk.

Tazelikle

İnce ve nezaketli bir biçimde icrâyı öngören nüans terimi. Frescamente (it.).

Tâziyâne

Telli çalgıları çalmak için kullanılan mızrap. Bkz. Tezene.

Tebrîz

Klâsik Türk müziğinde birleşik makam. Uşşâk makamı dizisine Acemaşîrân makamı dizisinin bir kısmının eklenmesiyle meydana getirilmiştir. Karar sesi rast (sol), güçlü sesleri nevâ (re), ve dügâh (la)'tır.

Tebrîz-Hâverân

Klâsik Türk müziğinde kullanılmış Tebrîz makamı çeşidi. Günümüze örneği ulaşmamıştır.

Tebrîzî

Klâsik Türk müziğinde kullanılmış birleşik makam. Günümüze örneği ulaşmamıştır.

Tecnis

Cinaslı söylenen şiirlerin genel adı. Tecnis bu türden cinaslarla söylenebildiği gibi, son zamanlarda cinassız bazı şiirlerle söylenen uzun hava türünü de ifade etmektedir.

Tef

Vurmalı çalgılar topluluğunda kasnağın bir tarafına gerilmiş deri ve bazen aynı kasnağa zil takılmak suretiyle oluşturulmuş çeşitli ebatlardaki çalgının genel adı. Def.

Tegannî

Arapça "gınâ" kökünden gelen, müzik yapma, ezgi söyleme anlamı taşıyan sözcük.

Te'hîr

Bkz. Gecikme.

Tehlîl

"Lâ İlâhe İll'Allah" sözünü içeren dua ve bu dua ile birlikte icrâ edilen müzik.

Tek

1. Solo, yalnız.
2. Klâsik Türk müziğinde yer alan usûllerin darb düzeninde sol elle vurulan, zayıf ya da orta kuvvetteki darb.

Tek aralık

Tek rakamla (üçlü, beşli, yedili vb.) gösterilen aralıklar.

Tekbîr

Tekbîr, Camî müziği çeşitlerinden biridir. "Allâhü ekber" sözünü içermektedir. Itrî'nin Segâh makamında bestelediği Tekbîr, bayram hutbesi, kurban kesimi gibi birçok vesileyle toplu olarak okunmaktadır.

Te ke (=Te Kâ)

Klâsik Türk müziğinde usûllerin vuruluşunda kullanılan, darbın sözle belirtilen hâli.

Teke havası

Teke bölgesinin müzik karakterini yansıtan üslûptaki ezgilere verilen genel bir isim.

Tekellüm

Âşıkların birbirleriyle atışması, karşılaşması. Karşılıklı söyleşme.

Teke zortlatması

Teke bölgesinde tekenin hareketlerini taklit ederek oynanan bir halk oyunu ve bu oyuna eşlik eden ezgi. Çoğunlukla 2+3+2+2 ya da 2+2+2+3 düzümlü 9 süreli hızlı ezgilerden meydana gelir.

Tekke Müziği

İslâm dinîne mensup çeşitli tarîkatlerin ibadetlerini sürdürdükleri tekkelerde, kendi gelenek ve görenekleri çerçevesinde icrâ ettikleri müzik. Bazı tekkelerde müzik, ibadet aracı olarak ön planda değilken bazılarında bunun tam tersi olarak müziğe büyük önem atfedilmiş, hatta bu tekkelerde müzik eğitimi dahi verilmiştir. Bkz. Tasavvuf müziği.

Teknik

Müziğin özellikle icrâ alanında, uygulamaya yönelik yöntem ve metodların tümü.

Tekrar

1. Tekrar. Müzikte bu işaretin ilk konulduğu yerden ikinci konulduğu yere kadar olan ezgi periyodunun tekrarlanması gerektiğini ifade eder.
2. Bis. Bir müzisyenin ya da müzisyenler topluluğunun başarılı bir konser sunumundan sonra alkışlarla tekrar sahneye çağırılarak kısa bir parça daha sunması. Tekrar isteği, dinleyicilerin yoğun alkışı ile ifade edilir.

Teksesli, Tekseslilik

Homofoni. Batı dillerinde monofoni ya da monodi. Bir müzik eseri ya da türünün ses yapısında aynı anda duyurulan birden fazla sesin olmaması.

Teksesli müzik

İcrâ sırasında aynı anda farklı frekanslardaki seslerin duyurulması üzerine kurgulanmayan tek fazlı melodik müzik türü.

Tek vuruş

Klâsik Türk müziğinde kullanılan 11 süreli küçük usûl. Türk Aksağı ile Yürük Semâî usûllerinin birbirine eklenmesiyle meydana getirilmiştir.

Tel

Ses çıkarma aracı olarak birçok çalgıda, iki farklı noktaya bağlanmak ve gerilmek yoluyla kullanılan, bağırsak, ipek, naylon veya çelikten yapılmış aparat.

Telbiye

Hac sırasında "lebbeyk Allahümme lebbeyk" sözünün makamla tekrarlanması.

Teldört (=Dört telli)

Tetrakord. Bir oktavda yer alan iki ayrık ve dört sesten oluşan dizi. Her tetrakord, kendi iki baş notaları arasında bir tam dörtlü aralığındadır.

Telhîn

Makamla, ezgiyle okuma.

Te'lif hakları

Fikir ve sanat eserleri üzerinde yaratıcılarının ya da onun hukukî temsilcilerinin sahip olduğu hak.

Telleri çektirerek

Yaylı ve telli çalgılarda bir çalış tekniği.

Tel Tanbura

Türk müziğinde kullanılmış bir çalgı. Üç telli tanbura çeşidi.

Tema

1. Müzik eserlerinin çekirdeğini oluşturan motif ya da motifler bütünü.
2. Bir müzik eserinde melodik, ritmik ya da armonik özellikte müziksel fikir, eserin konusu.

Tematik

Bir temaya ait ya da bir temayı esas alarak oluşturulan repertuvar.

Temcîd

Dinî müzikte kullanılan bir form.

Temel

Esas, kök. Ana sesleri, akoru veya diziyi ifade etmek için kullanılan terim.

Temel Ses

Esas alınan ses.

Tempo

Bir müzik parçasının seslendiriliş hızını belirtmek için kullanılan sözcük. Vuruş hızı. Gider.

Tempoyu yavaşlatarak

Müziğin hızını gitgide yavaşlatmak. Rallentando (it.). Ritardando (it.).

Tempoyu yayarak

Largando (it.). Bkz. Hızı genişleterek.

Tenor

En ince erkek sesi.

Tenorino

Hoş, parlak fakat normal tenora kıyasla daha küçük hacimli sesi olan tenor sanatçı. Özellikle kafa sesini kolaylıkla kullanabilir.

Tenzile

Irak Türkmenleri arasında dinî konuları içeren ilâhîlere verilen isim.

Terâne

1. Klâsik Türk müziğinde dört kısımlı ezgi kümesinin ikinci kısmı.
2. Rubâî' nin eski adı.

Terbî

Bkz. Murabbâ.

Terçet

Çalgı ya da ses için küçük trio (üçlü). Terzetto (it.), Trio (ing.).

Terennüm

1. Şarkı söyleme.
2. Türk müziğinde, sözlü ve büyük formlarda mülâzime ve nakaratı karşılayan kısım.

Terennüm-i Îkaa'î

1. Terennüm teriminin eski söylenişi.
2. Klâsik Türk müziği eserlerinde bulunan terennüm kısmının anlamsız hecelerden oluşan çeşidine verilen isim. "Tenneneni", "detderedil", "tennâ dirnâ" gibi.

Terentây

Türk müziğinde eskiden kullanılmış olan telli bir çalgı.

Tereşşüd

Klâsik Türk müziğinde birleşik makam.

Terkîb

1. Birleşik makamın bir diğer adı.
2. Makamların çeşnileri veya tüm seslerinin geçki yapılarak ya da birbirlerine eklenmesiyle ortaya çıkan bütün.

Terkîb-i İntikal

Klâsik Türk müziğinde peşrev ve saz semâîlerinde hâne ve mülâzimeyi birbirine bağlayan, birkaç kısa nağmeden oluşan saz parçası.

Terkîb-i Sabâ

Klâsik Türk müziğinde birleşik makam.

Ters hareket

Armoni partilerinin yürüyüşünde iki partinin birbirinin aksi taraflara yöneliş hareketi. Mouvement contraire (fra.).

Tertip

Uyarım, uyarlama, aranjman.

Tertiplemek

Tervîh

Günümüzde kullanılmayan bir çalgı çeşidi. Abdülkâdir Merâgi'nin oğlu Abdülazîz tarafından icat edilmiştir.

Tesbîh

1. "Sübhân Allah" sözünün makamlı bir şekilde söylenmesi.
2. Klâsik Türk müziğinin dinî kolunda yer alan bir form.

Teslîm

Klâsik Türk müziğinde saz eserlerinin bölümlerinden asıl hâne ile mülâzimeyi birbirine bağlayan nağmeler.

Teşbîb

Kasîde'nin girizgâhtan önce gelen bölümü.

Tevhîd

Klâsik Türk müziğinde ve şiirinde bir form. "La ilâhe ill' Allah" sözünü içeren güfte kısmı belirli ezgilerle söylenir. Camii ve tekke müziğinde kullanılır.

Tevşîh

Klâsik Türk dinî müziği formlarından biri. Mevlîd ve Mirâciyye arasında okunur.

Tezene

Bağlama türü çalgıları çalmaya yarayan küçük aparat. Eskiden kiraz ağacının kabuğundan yapılmasına rağmen günümüzde plastikten imal edilmektedir.

Tezyîn İşaretleri

Tını

Sesin rengi. Bazen sesin titreşmesini ifade etmek için de kullanılan bu terim daha çok sesin diğer seslerden ayrışmasını ortaya koyan renk ile karşılık bulmuştur.

Tınnet

Çınlama. Sesin kendine özgü uzunluğu, tınlaması ve tonu.

Tırnak kemane

Kuzeyde Kastamonu, Sinop; güneyde İçel, Antalya ve dolaylarında çalınan İstanbul'da Klâsik Kemençe, Ege Adalarında Lira adı verilen telli-yaylı halk çalgısı. Armudi gövdeli ve üç telli bu yaylı çalgı, tellerin parmak ucuyla değil tırnak dokundurularak çalınması esasına dayanır.

Tırtıllama

Mordan, dokunma. Bir çeşit ezgi süsü. Ana sesin bir üst veya bir alt sesine dokunarak sesin kendisine geri dönmek sureti ile duyurulur.

Tierce

Üçlü.

Tilâvet

Kur'ân'ın ezgiyle ve kendine özgü bir usûlle okunması.

Timpana

Timbal'in eski hâli.

Timpani

İki parçadan oluşan, biri diğerinden büyükçe olan yarım küre biçimindeki vurmalı çalgı. Metalden yapılan ve üzerine deri gerilmiş olan bu çalgının gerginlik düzeyi artırılıp azaltılarak sesler düzenlenir. Derilere ucu keçeden tokmaklı özel bagetlerle vurularak çalınır.

Titrek

Tremolo, salınım, yaylım. Özellikle telli çalgılarda pena ya da mızrapla tele üstten/alttan dokunarak sesi titrek bir şekilde çıkartmak. Yaylı çalgılarda ise aynı etki yayın sık ve sürekli şekilde ileri-geri hareket ettirilmesi ile yapılır.

Titreşim

Küçük ve hızlı salınım. Sesin oluşumunu sağlayan hareket.

Tîz

1. İnce, daha ince veya dik ses.
2. Klâsik Türk müziğinde seslerin adlandırılmasında Tîz Segâhtan itibaren seslerin başına getirilen sözcük.

Tîz Acem

Klâsik Türk müziğinde en tîz sekizlideki fa sesi.

Tîz Bayâtî

Bazı eski kaynaklarda tîz nîm hisâr sesine verilen isim.

Tîz Bûselik

Klâsik Türk müziğinde tîz sekizlideki si sesi.

Tîz Çârgâh

Klâsik Türk müziğinde en tîz sekizlideki do sesi.

Tîz Evc

Klâsik Türk müziğinde en tîz sekizlideki bakiye diyezi almış fa sesi.

Tizgen Anahtarı

Özellikle birinci çizgideki do anahtarına verilen isim. Diskant anahtarı.

Tîz Gerdâniye

Klâsik Türk müziğinde en tîz sekizlideki sol sesi.

Tîz Hicâz

Klâsik Türk müziğinde en tîz sekizlideki küçük mücenneb diyezi almış do veya bakiye bemolü almış re sesi.

Tîz Hisâr

Klâsik Türk müziğinde en tîz sekizlideki küçük mücenneb diyezi almış re veya bakiye bemolü almış mi sesi.

Tîz Hüseynî

Klâsik Türk müziğinde en tîz sekizlideki mi sesi.

Tîz Mâhûr

Klâsik Türk müziğinde en tîz sekizlide küçük mücenneb diyezi almış fa veya bakiye bemolü almış sol sesi.

Tîz Muhayyer

Klâsik Türk müziğinde en tîz sekizlideki la sesi.

Tîz Nevâ

Klâsik Türk müziğinde en tîz sekizlideki re sesi.

Tîz Sabâ

Bazı eski kaynaklarda tîz nîm hicâz sesine verilen isim.

Tîz Segâh

Klâsik Türk müziğinde tîz sekizlideki büyük mücenneb diyezi almış la ya da koma bemolü almış si sesi.

Tîz Sekizli

Klâsik Türk müziğinde kullanılan 4 sekizliden 3.süne verilen isim.

Tîz Sünbüle

Klâsik Türk müziğinde en tîz sekizlideki bakiye diyezi almış la ya da küçük mücenneb bemolü almış si sesi.

Tîz Şehnâz

Klâsik Türk müziğinde en tîz sekizlideki küçük mücenneb diyezi almış sol veya bakiye bemolü almış la sesi.

Tîz Şûrî

Bazı eski kaynaklarda tîz nîm hisâr sesine verilen isim.

Tîz Tîz

Klâsik Türk müziğinde bir sesin, daha pest sekizlideki aynı ismi taşıyan sesten ayrılması için isminin başına "tîz" kelimesi konmaktadır. Daha ince sekizlideki nota için ise sesin bilinen isminin başına "tîz tîz" kelimesi konur.

Tîz Uzzâl

Bazı eski kaynaklarda tîz dik hisâr sesine verilen isim.

Tîz Yegâh

Bazı Arap kaynaklarında gerdâniye (sol) sesine verilen isim.

Tokmak

Davul, nakkare gibi vurmalı çalgıları çalmakta kullanılan çubuk, araç.

Ton

1. Türlü kalınlık veya incelik derecelerindeki sesler.
2. İki yanaşık notanın perdeleri arasındaki mesafe aralık ya da ses diye adlandırılır.
3. Ton, "dizi" anlamında da kullanılır: Do dizisi ya da do tonu, sol dizisi ya da sol tonu, majör ton, minör ton v.b.

Tonal

Tonaliteye ait, ton ile ilgili.

Tonalite

Bir dizinin kuruluş prensibi, hangi tona ait olduğu. Terim batı müziğinin esasından kaynaklanıp kullanılmakla birlikte, Türk müziğinin çağdaş üretiminde de yerini almıştır.

Tondışı

Tonal bir müzik içerisinde tona aykırı düşen bozukluk. Ancak "atonal" ile karıştırılmamalıdır. Bkz. Atonal.

Topluluk

Birden fazla ses ya da çalgı icrâcısının müzik yapmak için oluşturduğu grup.

Trampet

Silindir tahta bir kasnağın üzerine deri geçirilmesi ile yapılan ve iki sopa (baget) ile çalınan vurmalı çalgı. Genellikle bando orkestralarında kullanılır.

Tril

Çalgı icrâsı sırasında bir sesin alt ya da üstündeki perdelere parmaklar ile hızlı/seri bir şekilde dokunarak sağlanan hareket.

Trombon

Bakır üflemeli çalgı. Sürgülü ve sürgüsüz trombon olarak iki gruba ayrılır. Orkestralarda görülen tipi sürgülü olandır. Gerek klasik batı müziğinde, gerek caz müziğinde orkestralarda yaygın bir çalgıdır.

Trompet

Bakır üflemeli çalgı. Pistonlu kullanılan bu çalgı gerek klasik batı müziğinde gerekse caz müziğinde kullanılan önemli bir çalgıdır.

Tuba

Kalın sesi ile dikkat çeken büyük boyutlu bakır üflemeli çalgı.

Tuhfetü'l-'ud

Klâsik Türk müziğinde kullanılmış telli bir çalgı.

Tulum

Daha çok Doğu Karadeniz'de icrâ edilen üflemeli bir halk çalgısı. Havalı ve körüklü bir sistemle sesi muhafaza edip daha sonra beş delikli iki kamıştan çıkartarak ses elde eden bu çalgı aynı zamanda çift sesliliğin ilk örneklerini bünyesinde barındırmaktadır. Trakya ve Balkanlarda Gayda adlı çalgıyla büyük benzerlikler gösterir. Bkz. Tulum Düdüğü.

Tulum Düdüğü

Bkz. Tulum.

Tura havası

Sportif bir halk oyunu olan Tura'ya, oyun sırasında coşkuyu artırmak için eşlik eden özel ezgi.

Turquerie

Sanatta Türk modası. Alaturka.

Tuş

Piyano, org, akordeon gibi çalgıların klavyelerinde bulunan ve sesi ortaya çıkaran düzeneği harekete geçirmek için kullanılan aparat.

Tuşlu Sazlar

Tuş düzeneği aracılığıyla ses çıkaran piyano, org, akordeon gibi çalgılar.

Tutti

Bkz. Karabatak.

Tutuk

Bir müzik eserinde uzun süre devam ettirilen ses.

Tümletim

Bir aralığın oktava ulaşması için gereken aralık miktarına o aralığın tümletimi denilir.

Türeyiş

Diyezlerin ve bemollerin türeyişi.

Türk Aksağı

Klâsik Türk müziğinde 5 süreli küçük usûl. Nîm Sofyân ve Semâî usûllerinin birbirlerine eklenmesiyle meydana getirilmiştir.

Türk Aksağı-Yürük Semâî

Türkî-Asl (Sagıyr)

Klâsik Türk müziğinde kullanılmış büyük usûl.

Türkî-Asl-ı Kadîm

Klâsik Türk müziğinde kullanılmış büyük usûl.

Türkî Hicâz

Hicâz-ı Türkî adı verilen usûlün diğer ismi.

Türkî-i Hafîf

Klâsik Türk müziğinde kullanılmış küçük usûl. Günümüze örneği ulaşmamıştır.

Türkî-i Serî

Klâsik Türk müziğinde kullanılmış küçük usûl. Günümüze örneği ulaşmamıştır.

Türkmânî

Çağatay ve Azerî müziğinde bir tür. Bu türde çalınan ezgilerin üslubu için de bu terim kullanılır ki bir Türk topluluğunun üslubunu bildirmesi bakımından önemlidir. Bu tür terimler Türk müziği terminolojisinde sıklıkla kullanılır.

Türkmenî

Türkmen aşiretleri arasında söylenen uzun havalara verilen isim.

Türk müziği nazariyatı

Klâsik Türk Müziği kuramı, teorisi. Müziğin her türlü kural ve esaslarını bilimsel bir anlayışla ortaya koymaya çalışan müzikolojinin konularından biridir. Geçen yüzyıla kadar üzerinde sis perdeleri olan Türk müziği teorisi son yüzyıl içinde yerli ve yabancı uzmanlar tarafından yoğun bir biçimde incelenmiştir. Daha çok ses sistemi, usûller ve formlar konusunda verilen bu eserlerin bilimsel nitelikli çalışmalarla da desteklenmesi gerekmektedir.

Türkü

Halk kültürü içinde oluşturulan her türlü sözlü ezgi için kullanılan terim. Türkülerin edebi ve müzikal yapıları çok çeşitlilik göstermektedir. Halk edebiyatı terminolojisinde bentleri üç mısradan oluşan, bağlantılı şiirlere ezgi ile söylenmeleri halinde türkü ismi verilse de bu türün genel olarak ezgilendirilmiş her türlü şiir için kullanıldığını biliyoruz. Bu bakımdan türkü adı ile anılan özel bir form veya tür yerine bunun bir genel müzik ve edebiyat terimi olduğunu kabul etmek zorunluluğu vardır.

Türkü atmak

Karşılıklı türkü söylemek. Doğaçlama olarak türkü söylemek.

Türkücü

Türkü çalıp söyleyen kişi.

Türkü çığırmak (=Türkü çağırmak)

Türkü söylemek, seslendirmek.

Türkü koşmak

Türkü söylemek ya da yeni bir türkü meydana getirmek.

Türkü yakmak

Belirli bir ezgi kalıbının üzerine söz döşeyerek yeni bir eser meydana getirmek. Bir tür bestelemenin halk arasındaki karşılığı gibi ise de halk sanatçısı müzikal birikimi ile iradi bir eser oluşturmaktan çok mevcut ezgi kalıplarının yeniden inşası biçiminde eser meydana getirir. Bu işleme Yakım veya yakım yakmak da denir.

Tüvânger

Klâsik Türk müziğinde kullanılmış birleşik makam.