TÜRK MÜZİĞİ SÖZLÜĞÜ
Yabancı Ses
Klâsik Türk müziğinde, makamın dizisinde bulunmayan sesin o makama göre durumu.
Yadseslilik
Heterofoni. Farklı kimlikli sesler. Birbiri ile bağları olmayan ses kümesi.
Yakım
Ezgiyle söylenen türkü, mâni, eser, hava.
Yakın Geçki
İçinde bulunulan makamın dizisine benzer bir diziye sahip başka bir makama yapılan geçki.
Yakın Makam
Dizileri birbirine benzeyen iki makamın birbirine göre durumu.
Yakmak
Ezgi üretmek, ezgiyle söz arasında bir ilişki kurarak yeni bir eser meydana getirmek.
Yalın
Sade, yalın bir ifade ile. Semplice (it.).
Yalın dizi
Diatonik. Belirli ve değişmez niteliği olan bir dizi cinsi. Öteki cinsler "kromatik" ve "anarmonik"tir.
Yallı
Kuzey Anadolu'da ve Azerbaycan sahasında oynanan halay türü oyun ve bu oyuna eşlik eden ezgi.
Yalvararak
Yalvarırcasına merhamet isteyen bir ifade ile. Lagrimoso (it.).
Yaman Türkî
Hollandalı müzikolog Woulter Swets'in oluşturduğu makam.
Yanaşık
Ardışık sesler ve bu seslerden oluşan dizi.
Yanık Kerem
Kerem havalarının içinde dizisi itibariyle Nikrîz makamını çağrıştıran kalıp ezgi ve bu ezgiyle okunan uzun hava türü.
Yankı
Çıkan sesin bir yere çarpıp yansıyarak ikinci bir ses gibi geri duyulması. Aks-i sedâ. Echo (fra., alm., ing.).
Yâr
Klâsik Türk müziğinde kullanılmış birleşik makam. Günümüze örneği ulaşmamıştır.
Yarım durgu
Bkz. Durgu.
Yarım saz
Armonikler arasında en kalın sesi veremeyen bakır sazlar.
Yarım ton
Yarım perde, yarım derece. Demi-ton (ing.)(it.), Halbton (alm.).
Yas/matem/cenaze havasında
Cenaze marşı temposunda, ağır ve yaslı bir hava ile çalınan yürüyüş parçası. Funebre (it., isp., fra.).
Yatağan
Klâsik Türk müziğinde kullanılmış santura benzer bir telli çalgı.
Yatım
Enstrümanda elin duruş ya da sapı tutuş mesafeleri. Position (ing.).
Yavaşlayarak
Müziğin temposunu git gide yavaşlatarak. Deficiendo (it.).
Yay
Keman, viyola, viyolonsel, kontrabas gibi çalgıları ve daha başka pek çok halk müziği çalgısını çalmak için kullanılan üzerine at kılı takılı uzun tahta çubuk. Özel ölçülerdeki tahta çubuğa gerilmiş kıllardan oluşur. Arşe de denilir. Kılların üzerine sürülen reçine, tellerin titreşimini sağlamaya yardımcı olur.
Yay Bağı
Yaylı çalgıların nota yazımında kullanılan, işaret ettiği notaların aynı yayda çalınmasını sağlayan işaret.
Yaylı çalgılar
Yay ile çalınan çalgıların genel adı. Bu isim uzmanlar tarafından verilmiş olup halk tarafından bilinmez. Yaylı çalgılar bölgelere göre isimler alır ve daha çok Akdeniz, Karadeniz ve Güney Anadolu bölgelerinde kullanılır. Kemençe, Kabak Kemane,Tırnak Kemâne, Nahora, Kamança gibi çeşitleri vardır.
Yaylı Tanbûr
Tanbûrun yayla çalındığında aldığı isim. Bu çalış şekli ilk defa Cemil Bey tarafından uygulanmıştır. Günümüzde usta icrâcıları varsa da daha çok piyasa sazı olarak nitelendirilmektedir.
Yaymak
Hızı yavaş yavaş, yayarak, ağırlaştırmak.
Yedekli koşma
Dizeleri arasına mâni katarları eklenerek söylenen koşma biçimi.
Yedekli tecnis
Dizeleri arasında tencisin ayağında cinaslı mâniler olan şiir biçimi.
Yeden
Bir dizide karar sesinden önce yer alan ve karar sesine gitme eğilimi taşıyan ses.
Yedirimli sistem
Bkz. Eşit düzenlilik.
Yegâh
1. Klâsik Türk müziğinde orta sekizlideki re sesi.
2. Klâsik Türk müziğinde kullanılan birleşik makam. Dügâh sesi üzerindeki (yerinde) Nevâ makamı dizisine, nevâ (re) sesi üzerine aktarılmış Rast makamı dizisinin eklenmesiyle meydana getirilmiştir. İnici bir seyir özelliğine sahiptir. Karar sesi nevâ (re), güçlü sesi dügâh (la)'tır. Makamın asma kararları segâh (koma bemollü si) sesi üzerinde Segâh veya Ferahnâk çeşnisi, Segâh üçlüsü, Dügâh (la) sesi üzerinde Uşşâk, Rast ve Bûselik dörtlüleri, ırak (bakiye diyezli fa) sesi üzerinde Ferahnâk beşlisi veya Segâh üçlüsü, hüseynî aşîrân (mi) sesi üzerinde Uşşâk çeşnisi ile dügâh (la) sesidir.
Yeldirme
Yelleme
Yelteme (=Yaltama)
Türk müziğinde kullanılmış telli bir çalgı. Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nde geçen bu çalgı hakkında isminden başka hiç bir bilgi bulunmamaktadır.
Yemen Dümbeleği
Türk müziğinde kullanılmış bir dümbelek çeşidi.
Yenileme (=Tekrar)
Röpriz. Bkz. Tekrar.
Yeni Müzik
Bulunduğu çağın özelliklerini müziğe uyarlayarak yeni bir anlatım biçimi geliştiren müziğe verilen isim. Modern müzik de denir.
Yeniserim
Sonat türünde geliştirim yapıldıktan sonra serim kısmının büsbütün ana tona dönük olarak yeniden görünmesi. Ya da herhangi bir tema veya motifin yeniden belirmesi. Re-exposition (ing.).
Yer
"Eski yere dön" anlamını taşır. Oktav çizgisinin başına yazılır ve notaların dizekte ait oldukları asıl yerden icrâ edilmesi gerektiğini bildirir. Loco (it.).
Yerli
Bir yöredeki yerleşik kültürlerin müzikal kimlik özelliklerini belirtmek için kullanılan terim. Yerli Ağzı, Yerli Barı, Yerli Divanisi gibi çeşitli kullanım biçimleri vardır.
Yır
İç Asya Türk toplulukları arasında türkü, ezgi, nağme.
Yol havası
Yola koyulma, bir yerden bir yere gidişi anlatan türkülere verilen isim.
Yorum
Bir müzik eserinin icrâsında kişiye, ekole ya da topluluğa özel tavır, üslûp ve mânanın özenle gözetilmesi.
Yüksek
Tiz. Üst perdeden icrâ etmek. Bkz. Yükselterek.
Yüksek hava
Tiz ve yüksek perdelerden okunan türkü.
Yüksek kontra
Az rastlanan bir erkek sesi. Zaman zaman alto karakterine büründüğünden alto sesi de denilir.
Yükselterek
Sesi gitgide tizleştirmek. Elevato (it.).
Yüngül
Bir türkü veya ezginin hızlı icrâ edilmesini belirten hız terimi.
Yürük
Klâsik Türk müziğinde bir eserin icrâsında usûlün hızlı vurulacağını anlatmak için kullanılan terim.
Yürük Aksak
Yürük Semâî
1. Klâsik Türk müziğinde küçük usûl. İki Semâî usûlünün birbirine eklenmesiyle meydana getirilmiştir.Genellikle 6/8 lik mertebede yazılmaktadır. 6/4 mertebesinde yazılanına Sengîn Semâî, 6/2 mertebesinde yazılanına da Ağır Sengîn Semâî adı verilir.
2. Klâsik Türk müziğinde bir büyük form adı. Büyük sözlü eserlerin yazıldığı en hareketli form.
Yürük Yürük Semâî
Yürük Semâînin 6/8 mertebesinde yazılan en hızlı hâlidir.